22 Kasım 2011 Salı

Zaman akıp gidiyor !

Zaman öyle hızlı akıyor ki ve biz giderek ayrıntılarla boğulan hayatlara sürükleniyoruz.Ara sıra su üstüne çıkıp nefes almaya çalışıyoruz ve aldığımız nefes yetmeyecek korkusuna kapılmak üzereyken zamanın hızına kapılmışız bile...


Basit bir yaşamın özlemini delicesine hissediyoruz ama yaşamayı beceremiyoruz...
Basit bir yaşam...Kaygılardan, yargılardan, bir şeylere ayak uydurmaktan, bir şeylere yetişmekten uzak, An'ın tadını doyasıya çıkararaktan yaşamak...


Aslında iç dünyamızda yetiştirdiğimiz benliğimiz, o dünyamız öylesine güzel ki ancak onu beden denen maddi kimliğe hapsetmek zorundayız.Dış dünyanın kurallarına aykırı olduğundan belki de.İç dünyamız ile dış dünya arasında büyük uçurum oluşuyor ve biz o uçurumdan milyonlarca kez düşüyoruz ama ölemiyoruz.Çünkü akıp giden zamanın kollarında buluyoruz kendimizi...


Mutluluğu ayrıntıda bulmaya çalışırken, basit yerlerde gizlendiğini unutarak belki de ellerimizle itiyoruz...


Aslında hepimiz birer katil değil miyiz; dün ile yarını düşünürken her zaman yerinde duracak olan bugünü öldüren? ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder