22 Kasım 2011 Salı

Zaman akıp gidiyor !

Zaman öyle hızlı akıyor ki ve biz giderek ayrıntılarla boğulan hayatlara sürükleniyoruz.Ara sıra su üstüne çıkıp nefes almaya çalışıyoruz ve aldığımız nefes yetmeyecek korkusuna kapılmak üzereyken zamanın hızına kapılmışız bile...


Basit bir yaşamın özlemini delicesine hissediyoruz ama yaşamayı beceremiyoruz...
Basit bir yaşam...Kaygılardan, yargılardan, bir şeylere ayak uydurmaktan, bir şeylere yetişmekten uzak, An'ın tadını doyasıya çıkararaktan yaşamak...


Aslında iç dünyamızda yetiştirdiğimiz benliğimiz, o dünyamız öylesine güzel ki ancak onu beden denen maddi kimliğe hapsetmek zorundayız.Dış dünyanın kurallarına aykırı olduğundan belki de.İç dünyamız ile dış dünya arasında büyük uçurum oluşuyor ve biz o uçurumdan milyonlarca kez düşüyoruz ama ölemiyoruz.Çünkü akıp giden zamanın kollarında buluyoruz kendimizi...


Mutluluğu ayrıntıda bulmaya çalışırken, basit yerlerde gizlendiğini unutarak belki de ellerimizle itiyoruz...


Aslında hepimiz birer katil değil miyiz; dün ile yarını düşünürken her zaman yerinde duracak olan bugünü öldüren? ...

20 Şubat 2011 Pazar

~Nedendir bilinmez...

Neden yar neden 
Bilinmez acı çekmeden...
Neden can neden 
Görülmez günü gelmeden...


Bir 'Neden' silsilesi sarar bazen insanın etrafını hani 
beyninde milyonlarca neden bir anda saldırır boş bulduğu bir anda...


sen cevap aramaya çalışırsın ama zaman öyle hızlı geçer ki yetişemezsin gömersin de gömersin nedenlerini en derinine. insanlar bilmez insanlar sormaz insanlar görmez tabi, konuşsanda anlamazlar sussanda.


Hangi insan başkasının bakış açısıyla hayata bakabilir ki ,sadece benzer bakış açısıyla görür.İşte belki de bu yüzdendir susuşlarımız, nedenlerimizden kaçışlarımız kim bilir ...




Bu arada :)
Sözlerine ve yorumunu beğendiğim Pinhani'den son zamanlarda çalan şarkıdan bir demet sunmak istiyorum bu arada başarılı bir yapıt ayrıca klibi de çok hoş olmuş paylaşayım...


Durup düşünmeye zamanın olurmu
yitirmeden anlamaz insan,sevdiklerin yolun sonunda...


Ömür, ömür sanki bi kara kutuymuş
Günü gelince herkesin açılmış
Ama sorarsan hep geç kalınmış....


Yakın durmanın zor olduğu ortada

Uzak olmak her zaman en kolay
Ama en zoru yalnız olunca...








6 Şubat 2011 Pazar

~Aşk Tesadüfleri Sever...


Aşk tesadüfleri sever
Kader ayrılıkları
Yıllar geçmeyi sever
İnsan aramayı

Güller açmayı sever
Zaman soldurmayı
Eller birleşmeyi sever
Yollar ayrılmayı

Herkes geçmişi öder
Bir yol ayrımında
Başlamak istersen
Yeni bir hayata
Gölgeni yedek
Bırak ardında


Hayat tekrarları sever
Yeniden başlamayı
Kuşlar dalları sever
Kanatlarsa uçmayı





Aşk Tesadüfleri Sever Ömer Faruk Sorak yönetmenliğinde 4 şubatta vizyona girmiş bir film.bende bugün seyretme fırsatı buldum.Tabiki Ankarada çekilmiş olmasıda beni filme yönlendiren bir etkendi.kısaca özeti ;

"Doğumlarından itibaren çocukluk ve ilk gençlik yılları boyunca yolları Ankara’da kesişen, 2010 yılında İstanbul’da tanışan Özgür (Mehmet Günsür) ve Deniz’in (Belçim Bilgin) birbirlerine doğru ve engellerle dolu aşk macerasını anlatırken, bir yandan da geri dönüşlerle onların bugünlerini yaratan dönemlere uzanıyor. Film, Türkiye’nin 70’li, 80’li, 90’lı ve 2000’li yıllarını ziyaret ederek, o yılların artık unutulmaya yüz tutmuş popüler kültür öğelerinden, müziklerinden, yaşam biçimlerinden ve alışkanlıklarından besleniyor. “Aşk Tesadüfleri Sever” pek çok gerçek hikayeden yola çıkılarak derlenmiş olaylar bütünüyle; İstanbul’dan Ankara’ya yaptığı nostaljik yolculuğun içinde izleyiciye doyurucu, duygusal, yıllarca akıllardan çıkmayacak bir aşk filmi vaad ediyor."
kaynak www.sinemalar.com


Gerçekten duygu dolu bir filmdi diyebilirim,hem güldürdü hem ağlattı tüm salonu.Aslında masalsı bir güzellik yaşattı kendi fikrimce.bu kadar tesadüfün gerçek hayatta bir insan gözlemiyle fark edilmesi muhtemel birşey değil çünkü.insan acaba böyle tesadüfleri yaşıyormuyum diye bir cevapsız sorular karmaşasına giriyor inşallah yaşıyorumdur ve inşallahda aşk beni böyle tesadüflerle hiç ummadığım bir anda yakalar diye dileklerde bulunuyor ister istemez :))
Yani kendimce müzikleriyle,nostaljisiyle,Ankarasıyla son yıllarda izlemiş olduğum gayet güzel bir Türk yapımıydı.
Tüm içtenliğimle Önerebilirim ;))


FRAGMANIDA BURDA;


2 Şubat 2011 Çarşamba

~GAZİ ÜNİVERSİTESİ -ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TEKNİK EĞİTİM KURSLARI(BELTEK)

Merhaba,
bugün size benimde önümüzdeki günlerde başlayacağım ANKARA'da bulunan bir kurstan söz etmek istedim.
çünkü artık istiyorumki herkesin eli bir iş tutsun yani her insan bir amaca bir hedefe bağlanırsa hayatta mutlu olur bu nedenle insanın kendisini bir yada daha fazla geliştirerek hem kendisine hem de topluma yararlı olması gerekmektedir..
BELTEK kursunda birçok bölüm bulunmakta   http://beltek.gazi.edu.tr/   adresine girerek istediğiniz her türlü bilgiye ulaşmanız mümkün.öncelikle siteye girdiğinizde sağ tarafta bulunan BELTEK KURSLARI bölümünden kursların içeriği,kaç ay süreceği gibi her türlü bilgi yazmaktadır buradan kendi ilgi alanınızla ilgili kursu öğrenebilirsiniz.daha sonra internetten ön kayıt yapıyorsunuz aşağıdaki resimde ön kayıt kısmını gösterdim.


buraya tıkladıktan sonra seçmek istediğiniz kursa tıklayarak SEÇ butonundan ön kayıt işlemine geçeceksiniz.daha sonra da yönergeleri adım adım takip ettiğinizde ön kayıt işlemi tamamlanacaktır.
ön kayıt tamamlandıktan sonra bizzat kendiniz bu yazdığım sitede bulunan İLETİŞİM kısmındaki adrese giderek kesin kaydınızı tamamlayacaksınız.

tabi bu kursun ücretini merak etmektesiniz biliyorum :)  Hemen söyleyeyim ki SADECE 10 TL 'dir.Hatta ve hatta sertifikada sağlanmaktadır.Yani hemde her kesimin ilgi alanına hitap edecek kursları sağlamakta BELTEK.


birazda kesin kayıt işlemine değineyim:  
önce beltek kayıt bürosundaki kayıt memurlarına isminizi söyleyerek ön kayıt yaptığınızı söylüyorsunuz ve onlarda sizi hemen yakında bulunan VAKIFLAR BANKASINA gönderiyor ve Yalnızca 10 TL yatırmanızı söylüyor sizde bu ücreti yatırıp makbuzla birlikte gidiyorsunuz ve kayıt memurları da kesin kayıt işleminizi tamamlıyorlar ve kurs gününüzü ve saatinizide söyleyerek sizi yönlendiriyorlar.


şunuda belirtmek isterim ki ; önümüzdeki dönemin kayıtları 10 şubata kadar sürmekte.ama BELTEK'İN  sitesini sürekli takip ederseniz yeni kayıtların başladığı tarihleri de öğrenebilirsiniz...


benim amacım çeşitli nedenlerle okuyamayan arkadaşlarımıza,bişeyler yapmak isteyipte bu tür imkanları duymayan ulaşamayan herkese bunu duyurmaktı.başka hiçbir amacım yoktur bilginize.
başta da belirttiğim gibi insan belli bir hedefe amaca bağlanmadıkça umutsuzluk yakasını bırakmaz bu her tür konuda böyledir...
Umarım yararlı olur.


Sağlıkla kalın, hoşça kalın 


Büşra S.

30 Ocak 2011 Pazar

~ßu böyle...



   Birgün gelir yine yüzleşirsin gerçeklerle.sen onlardan uzaklaşmaya düşünmemeye çalıştıkça inadına önünde gülümserler değil mi "biz senin geçmişiniz kolay mı söküp atmak" dercesine... geçmişin kırıntıları, geleceğe duyduğun umut yüzünden bugünü yaşayamaz olursun...
   Büyüdükçe parçalanır sanki hayat bir bir içinde, parçalanırken yarattığı fırtınalarla da bu parçaları savurup durur sense her bir parçanın peşinden koşarsın belki de bu yüzden hayatına giren yeni parçalara sevinememen...


Büşra S.

~Oyun mu?

Güneş doğar
Güneş batar
Ama insan uyumaz bazen
Düşünür…
Geceler kısa
Çabuk geçer
Ama insan uyumaz bazen
Düşünür …
Deniz masmavidir ne güzel
Ama insanlar görmez bazen
Şiirler şarkılar masallar
Ama insanlar duymaz bazen…
Üzme kendini
Ümitsiz gibi,
Sevenin var bak
Ne güzel…
M.F.Ö.
 Mfö ne demiş ‘Deniz masmavidir ne güzel, ama insanlar görmez bazen ,şiirler şarkılar masallar, ama insanlar duymaz bazen…
İnsanların güzellikleri anlaması neden bu kadar zordur.güzel görünenlerin içinde de çirkin sırlar olduğundan mı bu böyledir?
cevapsız sorular yumağı hayatın her karesine düşüverir.sizin ne kadar mutlu olduğunuz ya da hayatınızın ne kadar garanti altında olduğuyla ilgilenmezdir o.her anınızda ordadır,köşededir, boş bir an bekler ve hoopp önünüze düşer.sadece peşinden bir kedi gibi koşulmasını ister belki de çözülmek ister ama aynı zamanda da yumak olmaktan büyük bir hoşnutluk duyar.bu tezatlıklardan dolayıdır belki de onu huysuz yapan.peki hangi kedi başarabilmiştir o yumağı çözmeyi?işte yeniden yeni bir yumak :)
öyleyse  bazen o mavilikleri görmeyişimiz, şiirleri şarkıları duymayışımız, tüm duyularımızın kapalı olması, o yumakla oynamak istemeyişimizden olabilir mii ? elbette ki …
BÜŞRA S.

~Alışmak...



Alışmak;
hissedememektir...
dökülmeye hazır tüm sözcükleri gayriihtiyari geri yutmaktır aslında...
rüzgarın savurup götürdüğü yere gidip geri dönememektir...
sustuklarını içinde biriktirip, sonra da hazmedemeyip ruhuna rahatsızlık vermesidir...
farkında olmadan aslında sessiz bir farkındalık girdabına kapılmaktır...
zamana zamanla yenilmektir belki de,
alışmak hissedememektir aslında hissedip ama belli etmeyecek kadar kabiliyetli olmaktır...
Büşra S.